yoksa ben insan değil miyim çiçeğim
içimde yavşayan bir coğrafya var / ben insan değil miyim çiçeğim?
içimden çıkarıyorum rengarenk paspaslar ayaklarınla bas diye
bir günde on beş kere sevişen adam içimden geçiyor / işsizlik gittikçe artıyor çiçeğim
geçiyor belli belirsiz bir burukluk bir hüzün içimden / sana gelince çoğalıyor
içimden yorgun işçiler geçiyor enselerini soğuk güneşlerin yaktığı
içimden ferrari geçiyor satıp bilgeleşemiyorum çiçeğim
bu şarkı içimden senin için geliyor çıtır çıtır ye diye beni
içimden kızılırmak geçiyor balıklar geçiyor bir de boru hattı geçiyor
içimizdeki derin mevzu bizi aşıyor çiçeğim
içimden halkların kardeşliği geçiyor, çeto sen hala burda mısın
içimden aşk desem herkes merhaba diyor bayrak açıyor
içimden inleyen nağmeli bir çiçek geçiyor / duruyor sonra terlerini soğutuyor
o zaman aşk kalbimizde yaşar /onu suyla büyütürüz çiçeğim
ben aynada kendisini göremeyen kişiyim / ıssızlaştıkça çorak bir ülke oluyorum
içimden kendi insanlarını büyütüp öldüren lirik bir şehir geçiyor / bahçeler geçiyor bir de, çiçeksiz ve ağaçsız
ben gayrı umumi bahçelerde seni sularken paslanan su bidonuyum
içimden böyle bir şarkı geçiyor, notalarını deniz rüzgarlarının çaldığı gelişigüzel isabetsiz şarkılar / kalbini ıskalıyorum çiçeğim
kalbine nişan alıyorum içimden bir ok geçiyor / afrika geçiyor, sımcıcak çöl kumlarını kavuran kızıl güneş geçiyor
içimden sana doğru transit bir yol geçiyor / gümrüklerin kaldırıldığı
çiçeğim bütün gümrüklerin sahiplerini bir peçete gibi büzüştüren tır şoförü geçiyor içimden
toprak evlerin ve kurak tarlaların yorgun rençperleri geçiyor içimden / bir de çamurlu sular geçiyor
şehir hatları geçiyor radyosunda futbol haberleri dolaşan bir uçak geçiyor / kanatsız bir ufo geçiyor
içimden bir falcı geçiyor fanusunu barbarlara kaptırmış / çarşı pazar geçiyor içimden
içimden pazara çıkan bir teyze geçiyor bir de elma şekeri diye tutturan sümüklü veletler
içimden çiçekleri sonradan tanımış çekingen bir çocuk geçiyor / burda çekimser kalıyorum çiçeğim
sıradaki şarkı senin için geliyor / içimden bir coşku sokağa taşıyor çiçeğim
kendimi çay içmek için yaratılmış klasik türk erkeği gibi hissediyorum bazen
sabahları uyumamak için içimden "that's the way i like iiitttt... uh-huh uh-huh!” şarkısını çalıyorum
ayakkabıyı daha farklı görmeye başlıyorum / ufkum açılıyor çiçeğim
nutellanın sadece nutella olmadığını anladım bir de
seni nutellalayarak mı yemeli yoksa nutellalamalayarak mı yemeli hala bunu düşünmekteyim
yoksa ben insan değil miyim çiçeğim?
Mühür dergisi, 41. sayı